Çeşitli kaynaklardan derlenen bu kitap Schopenhauer'in temel felsefi tezi olan "irade" konusunu ele alıyor. Bilindiği gibi irade Nietche'nin de ana motifidir. Ancak irade görüşü Nietche'de sınırsız bir iyimserliğe yol açarken Schopenhauer'da derin bir kötümserliğe yol açar. Sonuç ne olursa olsun bu iki filozof iradeyi yaşamın temel motifi olarak göstererek yeni ufuklar açmışlardır.
Schopenhauer psikologların gözlerini içgüdülerin baş döndürücü derinliklerine ve her yerde var olan gücüne (insanın bir düşünür olarak rasyonel hedeflerin gerçekleştirilmesi için araçlarını düzenleyen bir düşünür olduğu görüşü) yöneltti. Rousseau'nun eleştirileriyle sarsıldı Kant'ın ortaya çıkışıyla yatağa düştü ve Schopenhauer'ın etkisi altında öldü. İki yüzyıllık analizin ardından felsefe düşünmenin ardında arzuyu ve aklın ardında içgüdüyü buldu. Tıpkı fiziğin maddenin ardında enerjiyi bulması gibi. Schopenhauer içimizin gizli noktalarını ortaya çıkarmış tutkularımızın düşüncelerimizin eksenini oluşturduğunu göstermiş düşüncenin eylem ve arzunun emrinde bir araç olduğunu kanıtlamıştır. Bunlar onun büyük hizmetleridir. Nihayet Schopenhauer bazı abartmalarına rağmen dehanın vazgeçilmezliğini ve sanatın değerini öğrendi. Güzelliği en yüksek varlık olarak tanıdı ve en yüksek hazzın yaratıcı çalışmada ve güzele duyulan sevgide olduğunu gördü. Goethe ve Karlyl ile birlikte Hegel Mart'ın başını çektiği dehayı dünya tarihinde etkili bir güç olarak görmeyen görüşün yıkılmasında rol oynadı.