İçimdeki intikam acısıyla kıvranıp duruyorum dualarım semalarda yankılanırken ihtiyar adamın
acısı içinde kör ateş şeklinde günden güne bitiriyordu. Zaman geçse de izi kalan yaralar iyileşecek
miydi
Bir bilmecenin ortasında bir şarkının nakaratında hatırlanan acılar pişmanlıklar. Notalara
vuruyordu gözyaşlarım her tınısı ayrı hatıra ayrı pişmanlık.
Gecenin yarısı mum ışığında Allaha yakara
yakara gözyaşların eşlik etiği saatler olması gerek duaların cevap beklemesi semalarda haykıran
dualar. Yeterince yara almış büyümüştü fazlasına gerek var mıydı tek suçlu yoktu suçlular vardı.
Bazı şeyler soğuk bazı cümleler ise eksik ve bazı hayaller yarım kalmıştı
Aydilge "Akşam sessizliğinde hayal kurmak" mıydı
İntikamın gözleri buğulu muydu yoksa Yüreği çırpına çırpına çaresiz bekleyiş miydi
Aydilge hayallerim zemheri kışa dönüştü. İhtiyar adamın duaları cevapsız kaldığı sürece zemheri
kış bahara dönüşmeyecek kalbim bağ-ı behre dönüşmeyecek.