Merhaba ben Deren. 9 yaşındayım. Yaramaz bir kardeşim var adı Kuzey. 2 yaşında. Yapmaktan keyif aldığım şeyler resim çizmek bilgisayarda oyun oynamak hikaye yazmak vb. En sevmediğim şeylerse birinin "Hadi kalk artık!" veya "Telefona çok bakma!" gibi şeyler demesi... İlk kitabımı beş yaşında yazmaya başladım. Bu zamana kadar yazdığım tüm kitaplar yarım kalmıştı ama Havuzaltı Şehri Çoro'yu sonunda tamamladım. Yazdıklarım arasından en çok da bunu sevdim. Çiçek'in bu hikayesini yazarken şu fikirle yola çıktım: "Filmlerde ve kitaplarda her zaman denizaltı şehirleri olur ama neden havuzaltı şehirleri yok?" O zaman kafamda bir şimşek çaktı ve bu kitabı yazdım.
Keyifle okumalar diliyorum...
Sizler için kısa bir özet
Sıkıcı bir yüzme dersini ne eğlenceli yapabilir?
Hayır öğretmenin serbest zaman verip herkesin deliler gibi suya bombalama atlamasından bahsetmiyorum. Düşünsenize havuzun seramiklerindeki bir çatlaktan teknolojik bir dünyada gözlerinizi açtığınızı! Evet kulağa saçma geliyor olabilir ama bu gerçek! Çiçek'in başına tam da bu geldi. Bu harika şehri dolaşırken yeni arkadaşlar edindi. Ancak şehrin başında büyük bir sorun vardı! Acaba Çiçek ve yeni tanıştığı arkadaşları bu sorunu çözebilecekler miydi?