Savaşlara sadece büyük güç mücadelesi doğal kaynak paylaşımı cephelerdeki ilerleyiş üzerinden bakarak sahanın gerçeklerini okuyamayız. Askerî-siyasi süreç kadar toplum ve birey istatistikler kadar biyografiler de önemlidir. Siyasi ve askerî şahsiyetler kadar sıradan siviller de kulak verilmeye değerdir.
Bu kitapta farklı vilayetlerden mesleklerden mezheplerden ve ideolojilerden otuz küsur Suriyeli hem rejim isyan/devrim savaş ve göçe dair kendi hikâyelerini ve şahitliklerini anlatıyor hem de duygu ve düşüncelerini paylaşıyor.
Baas nasıl bir rejimdir? Siyasi iktisadi hukuki askeri dini ve kültürel politikaları nelerdir? Halk neden isyan etti? Barışçıl gösteriler savaşa nasıl evirildi? Savaş ve kuşatma altında ne tür acılar ve yıkımlar yaşandı? Rejim gerçekten kazandı mı? Şu an nasıl bir sosyoekonomik çöküş yaşanıyor? Mültecilik ne demektir? Niçin kısa vadede barış ümidi yok? Yaşananlardan ne gibi dersler çıkarılmalı? Bunlar cevabı aranan sorulardan sadece birkaçı.
12 yıldır Suriye ve Suriyeliler hakkında doğrusuyla yanlışıyla çokça konuştuk. Bu kitapta sözü olayların canlı şahitlerine veriyor; Suriyeli şair Nizar Kabbani'nin Yasaklanmış Şiirler adlı şiirinde dile getirdiği gibi "Tuz ve taş üstünde uyuyan kentler"e misafir oluyoruz.