Tek parti iktidarının egemen dikta döneminin nevi şahsına münhasır baskı ve dayatmaları ülkeyi tam bir açık hava hapishanesine çevirmiş astığı astık kestiği kestik acı ve sefalet dolu yılları son sürat devam ediyordu. Savaştan daha birkaç yıl önce çıkmış olan halk açlıktan kırılıp süpürge tohumu yemekle ayakta kalmaya çalışırlarken gücü ellerinde bulunduran yetkililer ise içki âlemleriyle efkârlarını (!) dağıtıyorlardı. Kurtuluş savaşında işgal güçlerine karşı amansız bir mücadele veren Anadolu'nun has kahraman insanları ödül olarak istiklal mahkemelerinde sırf inançlarından dolayı yargısız infaza tabi tutuluyorlardı. Ülkenin İslam medeniyetinden ve hukukundan vaz geçip yüzünü ve rotasını Batı'ya çevirdiği o talihsiz ve tarifi zor olan günlerin can yakan rüzgârları esmeye devam ediyordu.