Vatan Şairi Hürriyet aşığı Namık Kemal'in ismini ilk kez Türkçe Kitabımızda "Vatan yahut Silistre'' oyunundan alınmış okuma parçasından okuyarak duymuştum. İlkokula gidiyordum. O zamanlar ilkokul bitirme sınavları yapılıyordu. Beşinci sınıfta sözlü sınav sorusu olarak "Namık Kemal'in doğum ve ölüm yeri'' soruldu komisyondaki öğretmenler tarafından. Doğum yerine "Tekirdağ" demiştim. Ölüm yerini heyecandan olsa gerek birden hatırlayamamıştım. Komisyonda bulunan sınıf öğretmenim ağzında bir şeyler çiğniyor gibi yaparak bana sorunun cevabını anlatmaya çalışıyordu. Birden aklıma gelivermiş "Sakız'' diye bağırmıştım.
Lisede Türk Dili ve Edebiyatı dersinde edebiyat öğretmenimizin okuduğu "Hürriyet Kasidesi'' öyle etkiliydi ki; Türkçenin yanı sıra farsça kelimeler ve tamlamalar olduğu halde tüylerimizi diken diken etmişti.
"Ey hürriyetin güzel yüzü sen ne büyüleyici imişsin. Esaretten kurtulduk derken senin aşkının esiri olduk'' sözleri ile vatana âşık oluyorduk.
Yıllar sonra Namık Kemal'in çocukluğunun bir kısmını Afyonkarahisar'da geçtiğini öğreniyorum. Hem şaşırdım hem sevindim hem de gururlandım. Bu küçük detayın pek kimse farkında değildi. İstedim ki herkes Vatan Şairi Namık Kemal'in kişiliğini oluşturan özelliklerini bu topraklarda kazandığını bilsin. Cumhuriyetin kazanıldığı topraklarda olduğu gibi...
Bu kitabı yazarken; Mevlevihane yakınındaki Abdüllâtif Beyefendi'nin konağını aradım. Afyonkarahisar'ın eski sokaklarını Namık Kemal'in yerine dolaştım oyunlarını onun yerine oynadım Kale'ye ve Hıdırlık'a çıkarken onun gibi haylazdım yaramazdım meraklıydım. Kısacası her satırda onu yaşadım onu yaşattım.