"Bir nehir gibi akıp giden zamanın içerisinde ben sadece ileriye doğru akmak tüm engelleri aşarak denize ulaşmak istiyorum. Etrafımda beliren taşların sarp dağların ötesinde ulaşmam gereken bir ufuk çizgisi var. En önde en yüksekte ve en güçlü olmanın çağrısına direnemiyorum. Bu körüklenen hırs içimde bir volkanın lavları gibi kabarıyor beni bilinmez bir yarına sürüklüyor; bir yıldızın parlaklığında kaybolma ihtimaliyle."
Hasan Kılıç çok kısa sürede olgunlaştırdığı öykülerinde dikkat çekici bir özgünlük yakalıyor. Birbirinden farklı zamanları değişik mekânları anlatıyor. Aralarında uçurumlar bulunduğunu düşünebileceğimiz insanlar arasında şaşırtıcı benzerlikler yakalıyor. Cesur biçimsel denemeler yapıyor. Okurun ilgi göstereceğini düşünüyoruz.