Yunan Antikitesinde ortaya çıkan ve Batı siyasi düşüncesinin merkezi kavramlarından biri haline gelen yurttaşlık kavramı sosyo-politik yaşamın düzenlenmesi sürecinde yurttaşların eşit bir şekilde katılım hakkına sahip olmalarını içeren bir tür toplumsal üyeliktir. Tarihsel süreçte değişen ihtiyaç ve talepler dinamik bir kimlik olarak anlaşılan yurttaşlığın yeni şekiller almasını sağlamıştır. Nitekim yurttaşlık kavramını ele almak aynı zamanda onu oluşturan tarihsel koşulların ve döneme damgasını vuran sosyo-politik düşüncelerin de ele alınmasını zorunlu kılmaktadır. Çok yönlü bu kavramı bağlantılı olduğu dönemin felsefi ve siyasi kavrayışlarını göz önünde bulundurarak çözümlemeyi amaçlayan bu çalışma yurttaşlığın kuramsal boyutuna odaklanmıştır. Geniş bir yelpazeye yayılan kuramsal tartışmaların hepsine yer vermek çalışmanın sınırlarını aşacağı için eklektik bir tutum benimsenerek kavram belli başlı düşünürler üzerinden değerlendirilmiştir.