"Bugün için bilenen kılıçlar hilalin gümüş aydınlığında ışıldıyor koşumlardan akseden parıltılar göğün yıldızlarına eşlik ediyordu. Irmaklar denize akar ya; süvariler de İzmir'e akıyordu Gediz gibi. Hatta Sakarya da oradaydı; Kızılırmak Tuna Orhun Selenge ... Baharlık nasibini bulutlardan almışçasına çağlayarak ve önüne katarak acıları... Yüzlerce yıllık isyanı haykırarak koşuyorlardı; Belkahve'ye oradan Bornova'ya..."
Bu nesil belki de sadece istiklal kavgası için doğmuştu. Gittiler geride kalanların özlemi yanlarında... Karanlık dehlizlere düşmemek var mıydı hırçın dalgalarda kaybolmamak? Kan ve ateşten çıkmak kurtulmak...
Peki ya kavuşmak...