Sultan İbrahim'in Saliha Dilaşub Sultan adlı eşinden dünyaya gelen II. Süleyman'ın şehzadelik dönemi otuz dokuz yıl sürmüş ve sarayda gözetim altında geçmiştir. 1687'de askerî bir isyanla abisi Sultan IV. Mehmed'in yerine tahta geçtiğinde istiska (vücutta su toplanması) hastalığının belirtileri yavaş yavaş belirmeye başlamıştı. II. Viyana bozgunu sonrasında Kutsal İttifak Devletleri ile yaşanan savaşlar ve Osmanlı ülkesindeki sosyal ve ekonomik sarsıntılar ise devam ediyordu. Henüz tahta geçtiğinde isyanlar savaşlar malî çıkmazlar ve yaşanan kitlesel göç hareketleri önemli sorunlar olarak karşısında duruyordu. Devlet idaresinde ise bir istikrarsızlık sözkonusuydu.
Kısa süren padişahlığı zamanında İstanbul'da yaşanan şiddetli bir fırtına başkentteki sosyal ve ekonomik hayatı olumsuz etkilerken İzmir'deki deprem felaketi ise şehri adeta yerle bir etmiştir. Edirne'de ise büyük bir sel felaketi meydana gelmişti.
II. Süleyman döneminin en dikkat çeken şahsiyetler Kırım Hanı Selim Giray ve Veziriazam Fâzıl Mustafa Paşa'dır. Selim Giray'ın Rumeli'deki düzenin sağlanmasında ve savaşlarda gösterdiği cesareti büyük bir fedakârlık örneğidir. Veziriazam Fâzıl Mustafa Paşa ise başta askerî alanda olmak üzere bazı önemli reformları hayata geçirmiştir.
II. Süleyman'ın padişahlık döneminde genel bir toparlanma süreci yaşanmıştır. Anadolu ve Rumeli'deki eşkıyalık olayları bastırılmış dış politikada dört cephede Kutsal ittifak devletleriyle yapılan savaşlarda başarılı sonuçlar alınmıştır. Bu süreçte Belgrad Habsburglardan geri alınmış Mora istikametinden saltırıya geçen Venediklerin ilerleyişi durdurulmuştur. Kuzey istikametinden saldırıya geçen Lehistan ve Rus güçleri de bertaraf edilmiştir. Bütün bu savaşlar devam ederken Doğu'da ise yeni ittifak arayışlarına girilmiştir. Bu doğrultuda Özbek Hanlığı Kalmuklar ve Gürkanlı Devleti ile diplomatik ilişkiler kurulmuştur.