Öleceksem de dayanabildiğim ölçüde ne yaşadıysam yazmalıyım." diyordu. "Ben vazifemi yaparım sonuçta. Okutan da dirilten de Allah değil mi?" Dediğine göre üç gün içinde ne yazabildiyse yazmış bu kitaba bütün yaşadıklarını. Sonra da kitabı sarmış sarmalamış denize bırakmış-Karadeniz'e. Kitabı Trabzon'da bir çocuk sahilde bulmuş ne işe yarar diye düşünerek onu bir çöplüğe atmış. Kalem tutan birisi onu çöplükte bulmuş derme çatma evinde saklamış. İçini hiç merak etmemiş. Bir gün bina yıkılmış ve onun kitap olduğunu gören işçilerden biri evine getirmiş ve kitaplığına koymuş. Hani "Evde kitabım olsun" der gibi... O kitaplıkta tozlanmış. Onun çocuğu bir gün belki para eder diye bana satmaya kalktı. Ben de düşünmeden satın aldım.