Aslen Rasûlullah (sallallâhu aleyhi ve sellem)'in sîresi O'nun risâletinin yansımasıdır. Dolayısıyla Siyer-i Nebî'yi iyi bilen Kur'ân'ı daha iyi anlar; Kur'ân'ı iyi bilen İslâm'ı daha iyi anlar İslâm'ı daha iyi bilen ise cennet yolunu daha iyi bilir. Onun için tarih boyunca binlerce İslâm âlimi nice siyer kitapları yazdılar. Siyerden alınacak fıkhî dersler çıkardılar. Siyerden alınacak vaaz ve ibretler serdettiler. Ben de âcizane çağımızda İslâmî çevrelerin ifrat ve tefritini görünce ''Nebevî Metottan Alınacak Dersler'' kitabını kaleme aldım ki bu nebevî metot gölgesinde İslâmî çevreye doğru ve vasat bir yol göstermiş olayım. Zira çağımızdaki insanların çoğu aklına göre yol belirliyor. Bazıları ise tüm kırmızı çizgileri aşıp şirk ilkelerine göre tanzim ediyorlar. Yasama yürütme ve yargıyı beşer kanunlarından alıyorlar. Fakat namaz vesaire bazı ibadetleri İslâm'dan alıyorlar. Böylece Demo-İslâm dinini meydana getirdiler.
Alâeddîn Palevî