Kur'ân-ı Kerim Hz. Peygamber'in vefatının ardından iman edenlerin her zaman ve zeminde başvurabilecekleri ilk kaynak olmuştur. Müslümanlar arasında Kur'ân'ın orijinal hali ile korunarak nesilden nesile aktarıldığı konusunda ittifak bulunmaktadır. Bununla birlikte Kur'ân-ı Kerim'de eksiklikler bulunduğu onun tahrif edildiğine dair birtakım iddialar zaman zaman bazı kişiler veya gruplar tarafından gündeme getirilmektedir. Bu iddialar Ehl-i Sünnet âlimleri tarafından kesin bir dille reddedilmekte ve Kur'ân'ın hiçbir şekilde tahrife uğramaksızın nesilden nesile aktarıldığı savunulmaktadır. Ancak bu iddia sahiplerinin görüşlerine delil olarak getirdikleri birtakım rivayetlerin Müslümanlar için Kur'ân'ın ardından en güvenilir kaynaklar olarak nitelenen Ehl-i Sünnet eserleri içerisinde yer alması önemli bir problem olarak önümüzde durmaktadır. Bu rivayetlerin İslâm dünyasında çoğunluğun benimsediği muteber kaynaklarda erken dönemden itibaren neden nakledildiği bu haberleri nakleden ulemânın Kur'ân ve onun korunmuşluğuna dair farklı bir algılarının olup olmadığı ve bu haberlerin nakledilmesindeki sebeplerin neler olabileceği gibi hususlar Kur'ân'ın ilk günkü haliyle bugüne kadar muhafaza edildiği inancında olan bizler tarafından açıklığa kavuşturulması gereken meselelerdir.
Bu kitapta Kur'ân'ın korunmuşluğunun keyfiyeti korunmuşluk ile çelişen birtakım rivayetlerin İslâm tarihi boyunca nasıl anlaşıldığı ve nasıl anlaşılması gerektiği ile bu rivayetleri nakleden erken dönem âlimlerinin Kur'ân algıları ortaya koyuldu.