Kadına yönelik cinsiyet ayrımcılığı tarihten günümüze süregelen bir problemdir. Bu problemin çözümü için kadın-erkek eşitliğinin yasalarca güvence altına alınmasının yanında toplumsal cinsiyet eşitliğinin de sağlanması gerektiği anlaşılmıştır. Buna karşılık geleneksel İslam kültüründe erkeğin kadına aile ve toplum hayatında egemen olduğu bir düşünce ve toplum sistemi tezahür ettiği gibi cinsiyet eşitliğinin de yaratılış itibariyle mümkün olmadığı yaklaşımı etkin olmuştur. Cinsiyet ayrımcılığına uygun zemin teşkil eden bu durumda kadın ve erkeğin toplumsal cinsiyet rolleri de örfi durumlara değil yaratılışa bağlanmıştır. İslami ilimler literatüründe bu durumun dayandırıldığı pek çok argüman vardır. Bunların temelinde Kur' an' daki aile hayatıyla ilgili düzenlemeler gelir. İslam düşüncesindeki cinsiyet algılarının ve bunların ne kadarının Kur'an'dan kaynaklandığının anlaşılması için bu düzenlenmelerin cinsiyet faktörü bağlamında ele alınması önemlidir. Bu amaçla yapılan bu çalışmada Kur'an'daki aile hayatıyla ilgili düzenlemelerde vahiy-olgu diyalektiğinde cinsiyetin hangi konularda hangi yönleriyle belirleyici olduğu bu hususların ataerkil örfte ne şekilde açıklandığı ve açıklanabileceği ortaya koyulmuştur. Çalışmada semitik dinlerin geleneksel yorumlarında görülen erkeğin birincil kadının ikincil olduğu bir hiyerarşinin dayandırıldığı yaratılış kıssası da kutsal kitaplarda mukayeseli olarak incelenmiş ve kıssasın sözü geçen hiyerarşiye ne derece kaynak olabileceği belirlenmiştir.