Denizdeki dalgalar kumsala doğru genişledikçe kumları alt üst ediyor bir önceki günden hiçbir iz bırakmıyordu geriye. Oysa sabaha kadar burada dünden kalan ayak izleri hiç silinmeden durmuştu. Anlaşılan gece hiç rüzgâr esmemiş dalgaları hareketlendirmemişti onlar da gelip kumsaldaki izlere ilişmemiş ve orada öylece kalmalarını sağlamıştı. Oysa şimdi çok uzaklardan gelen rüzgâr deniz suyunu da önüne katıyor dalgaları sahile doğru götürüyordu. Daha öğle olmadan güneş bir ok kadar yükselmemişken kumsalda iz kalmamıştı rüzgârla iş birliği yapan tuzlu su hepsini yalayıp düzleştirmişti. Asırlardır bu böyleydi ve bilinme- yen zamana kadar da böylece gidecekti. İnsanlar doğup gelişecekti dünyada bir iz bırakmak isteyeceklerdi ama doğa hepsini gerektiği gibi yok edecekti. Bunun farklılıkları da olacaktı. Doğanın silemeyeceği tarihin inkâr edemeyeceği izler kalacaktı belki de kıyamete kadar sürüp gidecekti varlıkları. Sadece yaşamakla da kalmayacaklardı insanlar arasında dalgalanmalara hareketlenmelere yol açacak izler de bırakacaklardı. Yine de bunlar bizim konumuzun dışındaki varsayımlar. Bir kadın ve iki küçük yavrunun izlerini rüzgâr siler yok ederdi. Onlardan geriye kalan anılar da ana babalarının ölümüyle biterdi tarih sayfaları bu konulara ilgi bile duymazdı.