Söz söylemeye dönük olarak konumlanışlardaki farklılıklar ekseninde bir bakış genel olarak An-tik Yunan dünyasındaki ve özellikle de Platon ile Aristoteles'in felsefelerindeki siyaset kavrayışlarını anlamakta da temel öneme sahiptir. Böylelikle gelenekler ve kopuşlar konusunda saptamalar yaparken de biraz daha ihtimamlı olunması gerekmektedir. Homerik anlatıdan bir kopmanın gerçekleşmiş olduğunu kendisi sayesinde fark ettiğimiz Hesiodos'un işaret ettiği aralıktan trajik bilginin sızmasına; bir bilgi türü olarak tragedyanın yerleştiği bakış açısının tarihçiliğe dair bir durumu daha anlaşılır kılmasına ve anlam dünyalarının değişmesine ilişkin çözümlemeler yapılmadıkça ne Platon'un ne de Aristoteles'in hakkıyla anlaşılması olanaklıdır. Böylelikle felsefe tarihçisinin bakış açısına karşı düşüncenin kendi tarihini çıkarma olanağı yakalanmış olmaktadır.