Diyelim ki hayatınız boyunca çalıştınız didindiniz ve emekliliğinizin tadını çıkaracağınız günlere ulaştınız. Artık güneydeki yazlığınıza çekilebilir ve hobilerinize dilediğinizce zaman ve para ayırabilirsiniz. Sahip olduğunuz iki ev ve bir zeytinlik de evlatlarınız için bir güvence kapısı olarak oracıkta duruyor.
Güzel bir hikâye değil mi?
Belki. Oysa bu hikâyeyi şöyle anlatmak da mümkün: Hayattan en yüksek verimi alacağınız zamanlarınızı klostrofobik ofislerde geçirdiniz. Bedeninizin en sağlıklı ve dinç olduğu zamanları büro koltuğunuzda Excel tablolarına bakarak harcadınız. Sevdiklerinize ayıracağınız onca zamanı senede iki hafta tatille takas ettiniz.
Şimdi emekli oldunuz ve eskisi kadar esnek ve
sağlam olmayan eklemleriniz örgü örmek yahut kâğıt oynamaktan daha fazla efor içeren mesafeleri kaldırmıyor. O kadar da güzel bir düş değilmiş sanki?
Öyleyse ne yapmalı?
Yatırımcılarına 1 milyar dolardan fazla kazandırmış Wall Street'in "son kovboy"u lakaplı Bill Perkins'e göre üçüncü bir yol mevcut. Sıfırı Görmek her gelir seviyesinden insana parasını ve hayatını en üst düzeyde optimize etme imkânı sunan bir teoriyle kapınızı çalıyor. Birikimlerinizi "altın yıllar" için saklamak yerine hayatınızın her anında unutulmaz deneyimler yaşamak için kullanmada sizi yüreklendiriyor. Üstelik bunu geleceğinizi riske atmadan yapabileceğinizi müjdeliyor.