Bu sıra dışı otobiyografide Yung Wing modern tarihin en çarpıcı dönemlerinden birinde Doğu ile Batı arasında sıkışmış bir hayatı açığa çıkarıyor. "Çin ve Amerika'daki Hayatım" bu olağanüstü adamın bir yandan kültürel mirasına bağlı kalırken diğer yandan Amerika'da eğitim görerek geçirdiği yılları ve sonrasında Çin'e yaptığı dönüşü ele alıyor. Yung Amerika'ya yolculuğunun orada karşılaştığı zorlukların ve Yale'deki üniversite günlerinin canlı tasvirleriyle başlıyor. Bu sadece bir göçmenin gözünden Amerika'nın 19. yüzyıldaki bir portresi değil aynı zamanda bir genç adamın kişisel gelişimini ve kültürel kimlik arayışını anlatan samimi bir hikayedir. Ardından yazar Çin'e dönüşü ve orada bir kariyer kurma çabaları üzerine odaklanıyor. Kendi memleketinde bir yabancı gibi hissetme mücadelesi Yung'un anlatımında dikkate değer bir içgörü ve duyarlılıkla ele alınıyor. Çin'deki iç savaşın patlak vermesiyle Yung tarihin akışını değiştiren olayların merkezinde kendini bulur.
Yung Wing yalnızca bir gözlemci değil aynı zamanda bir aktör olarak kendi ülkesinin modernleşme çabalarına derinden dahil olur. En büyük başarılarından biri Çinli öğrencilerin Amerika'da eğitim almasını sağlamak olan Çin Eğitim Komisyonu'nun kurulmasıdır. Ancak bu projenin trajik sonu Yung'un hayal kırıklıkları ve karşılaştığı bürokrasiyle doludur. Bu kitap tarih meraklılarına kültürlerarası etkileşimlere ilgi duyanlara ve insan ruhunun direncini kutlamak isteyen herkese hitap ediyor. Yung'un kelimeleri zamanın ötesine geçerek farklı dünyalara ait bir adamın unutulmaz portresini sunuyor: bir yanda geleneklerine bağlı diğer yanda modern dünyanın vaatlerine açık. Bu sadece bir dönemin değil aynı zamanda insanlık durumunun da bir anıtıdır.