Atatürk'ün aramızdan ayrılışından bugüne kadar neredeyse bir asır geçecek.
Bu zaman parçası içinde bu büyük insanın manevi varlığına sahip çıkmadık çıkamadık.
Türk Milletine bıraktıklarının ve armağan ettiklerinin hiçbirinin kıymetini bilmedik.
Günün birinde elimizden alınacağını bile aklımıza getirmedik.
"İzindeyiz!" "Yolundayız!" diyerek önce bu yüce insanı sonrada hiç sıkılmadan kendimizi kandırdık.
Bizler bu mucizevî varlığın sözde izindeyken yolundayken bizlere armağan ve emanet ettikleri ve de manevi varlığı her gün hançerlenirken kırılırken dökülürken seyreden bizlerin bugün bu viraneden şikâyetçi olmaya hakkımız var mı?
Hançerleyen ne kadar suçlu ise seyredende o kadar suçlu değil mi?