İnsanlar yaşadığı coğrafyaya ait önemli gördükleri kişileri nesneleri ve mekânları kutsallaştırırlar ve sırrını çözemedikleri konuları çeşitli biçimlerde yorumlarlar. Bunlara yaşanmış bazı olayları da katıp nesilden nesile aktarırlar. Kutsallaştırma yorumlama ve aktarmaların pek çoğu sözlü olarak yayılır. Bu sonuçta bir sözlü kültür oluşturur.
Efsane veya söylence yıllarca gerçekten olmuş gibi kuşaktan kuşağa aktarılan öykülerdir. Efsane kültürü açısından Türk dünyasının çok zengin olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Efsaneler insan ile insanı insan ile coğrafyayı insan ile diğer varlıkları insan ile maneviyatı bir birine gönül bağı ile bağlayan unsurlardır. Türk dünyasının güzel ve önemli bir parçası olan Türkiye de doğal olarak aynı özellikleri taşımaktadır.
Anadolu Türk'ün zengin kültür birikimlerinin cıvıldaştığı kutsal bir ortamdır. Âdeta her ağaç her kuş her böcek her hayvan her taş ve her büyük şahsiyetin bir efsanesi bulunmaktadır.
Biz de "Uluğ Türkistan'dan Anadolu'ya Türk Efsaneleri-2" adlı yeni eserimize Anadolu'dan Anadolu Sütü Hasan Dağı Pirler Destileri Kırmasınlar ve Terleyen Direk gibi efsaneleri aldık. Türk Dünyasından da Altın Beşik Efsanesi Gözyaşı Çeşmesi Yığının Dibindeki Kadın Korkut Ata Uzun Saplı Kaşıklar Ay'ın Yüzündeki Lekeler ve Magosa'da Bir Er Vardı Uykusuz gibi birbirinden güzel efsaneler ile harmanlayarak Türkistan ile Anadolu Türk Efsaneleri arasında bir köprü kurup okuyucu ile buluşturduk.
İnanıyorum ki bu efsaneleri çok beğeneceksiniz hatta onların bazılarına sahip bile çıkacaksınız. Belki de bildiklerinize ne kadar da çok benzediğini görecek bu benzerlik karşısında şaşıracaksınız.
Zaten efsaneler biraz da bizleri şaşırmak için anlatılmaz mı?