Doğal kaynakların miktarının gelecek nesillerin yaşamları için gerekli seviyelerde bulunamayacağı öngörüsü sürdürülebilirlik kavramının çıkış noktası olmuştur. Gereksiz ve yanlış tüketerek doğal kaynaklara zarar veren insanın bireysel olarak sorumludur. Ancak işletmeler de yanlış uygulamaları ve tüketicileri yanlış yönlendirmeleriyle bu bilançoda pay sahibidir. Bu nedenle özellikle çevresel duyarlılığa sahip gelişmiş toplumlar sadece bireysel olarak istek ve ihtiyaçlarını karşılayan işletmelerden ziyade toplumsal ihtiyaçları da önceliklendiren işletmelere yönelmektedir. Bu toplumsal farkındalık işletmeleri de çevreye duyarlı faaliyetlere teşvik etmektedir. Yeşil pazarlama stratejisi işletme faaliyetlerinde çevresel hassasiyetin merkezde olduğu bir yaklaşımdır. Türkiye'de yeşil pazarlama uygulamalarının gelişmiş ülkelerin gerisinde olduğu bir gerçektir. Bu çerçevede bu çalışma Türkiye'deki tüketicilerin ve işletmelerin çevre odaklı pazarlama yaklaşımı konusunda farkındalıklarını artırmayı amaçlamaktadır.
Yiyecek ve içecek işletmeleri insanın en temel seviyede bulunan ihtiyaçları ile ilgilidir. Yiyecek ve içecek sektörünün uygulamaları doğrudan hem kaynakların yeterlilik seviyesi ile hem de sağlıklı olması ile ilişkilendirilmektedir. Tüketicilere işletme yöneticilerine ve akademisyenlere faydalı olması amacıyla yeşil pazarlama stratejisi kavramı yiyecek ve içecek sektöründen seçilen işletmelerin yeşil pazarlama uygulamaları ile desteklenmiştir.