Kendi döneminin diğer siyasi güçlerinden çok daha farklı bir güce erişen Asur İmparatorluğu'nun en dikkat çekici özelliklerinden birisi hüküm sürdüğü coğrafyalarda bağımlı bir kültür ağı yaratmayı başarmasıdır. Yeni Asur döneminin başlangıç aşamasında Orta Asur döneminde kaybedilen toprakların ele geçirilmesi ve güçlü bir krallığın yapılanma çalışmaları öne çıkar. Bu aşamada Asur hükmü altına giren coğrafyalar içerisinde farklı grupların karşılaşma alanlarındaki gözenekli ve akışkan kültürel alışveriş dikkat çekicidir. Bu yaklaşım Yeni Asur Döneminden önce hükmedilen krallıklara uygulanan kontrol biçimlerinin heterojenliğinden çok daha farklı bir şekilde fethedilen toprakların eyaletleştirilmesiyle sonuçlanır. Yukarı Dicle Havzası'nda eyalet sistemi çatısı altında krali güçlendirilmiş kentler ve sistemin en ufak halkasını oluşturan kırsal köy yerleşmeleri olan "dunnu"lar aracılığıyla farklı bir yerleşim modeli oluşturulmuştur. Bu yerleşim modeli ışığında Yukarı Dicle Bölgesi'nde Yeni Asur döneminde kurulan eyalet sisteminin işleyişini tanımlayıp kırsal-kentsel yerleşim dokusunu ve tarımsal kolonicilik uygulamalarını anlayabilmek çalışmanın ana konusunu oluşturmuştur.