Gecenin karanlığında el atarak bulduğum bu kâğıtla sessizce seslenmek istiyorum. Usulca itiraf bir miktar da iltifat... Okuma vaktinin ne zaman olacağını bilmeksizin bunu sana yazıyorum BABACIĞIM;
İki yaprak arasına sıkıştırdığın o derin satırlarına hüznünü ve özlemini paylaştığın kâğıtlara Dünyaya günlük misali değil de şiir olarak baktığın o bakış ve bunları döktüğün kalemine hayranım Babacığım. Pencere önünde dikilip uzun uzun daldığın hatta burnunu karıştırdığın o sıralarda şiir kurguladığını duyar gibi oluyorum. Ben de oralara bakıyorum. Bakışlarımız buluşuyor ama ikisi de başka şiirler oluşturuyor. Hislerimle duyduğum şiirlerin dışında olanlar... Hani her sabah kalkalım diye haykırdıkların... Kimi alıntı kimi senden inciler.
Bir de değişik kelimelerle karışmış mısralarla oluşan şarkılarımız. Onlar çok komikler ve değerliler. Hiçbir anlamı yok. Mesela " Teb bonus göbüş" " kıvırcık saçlar ve yolunan kaşlar " nasıl oluştular bilinmiyorlar ama bize özgüler... Ve özgün olmaksa yaşayan şiir olmak gibi. Her tanıyanın sende başka anlamlar çıkarması belki de kendinden bir parça bulması gibi...
Benim kalemim seninki kadar güçlü değil belki hatta bırak nazımı uyağı kâğıdı bile yanlış. Ne yapayım lise öğrenciyim. Gece gece elime bu geldi. Zaten yapmışım yaramazlık. Bize şiirlerini okuyunca çok sevmiştim. Hepsine bakmak istedim. Şansa bak o da beni bekliyormuşçasına elimi atar atmaz buldum. Okudum izinsiz. Çok özür dilerim. Hatta yatmam gereken saatte cevap yazıyorum. Bunları... sözlü yapamazdım. Yazıyla olmalıydı.
Ve teşekkür ederim. Sayenizde yani sen ve annemin genleri bana bilim hayranlığı dışında etrafa sıradan bakamamayı sağladı. Her yaprak bir evlat gibiydi dalında oluşup büyüyordu ama sonra gidiyordu. Rüzgâr savuruyordu. Sürüklüyor parçalıyordu. Bitiyordu sonra parçalar toprağa karışıyordu... Her göz damlasının ayrı bir hikâyesi vardı. Aktıkça silip atıyorlardı ama yanaklarda kuruyup kalanlar; aklında yüreğinde... Demek ki insan hikâyesini atamıyor. Yağmurlar! Onlar bile bardaktan boşalırcasına yağıyor ve elbet döngü kurtulmasına izin vermeden bulutları dolduruyor. Onlar bile kurtulamıyor. Ben yağmurları çok severim baba. Yağmur damlası o birikintiye düşüyor sonra çoklu daireler ve dünyalar oluşuyor. Edebi ve ebedi ifade etmek ne güzel değil mi baba...
Üç noktalar sana yetmiyor. Oysa onların devamı sonsuzdu. Hep gül hep neşe ile kalan üç noktaların olsun...
RANA THE MMO
2017 ŞUBAT