"İçimdeki bütün çocuklar susmuştu. Herkesten gizlediğim sadece kendime sakladığım zamanlardı. Sabahın köründe gözlerimi açardım. Sımsıcak yatağından kalkmak zorunda olan babamın ekmek parası için yola düştüğü bütün keskin küfürleri sineye çekmek zorunda kalan bir eli hamurda diğeri ocakta olan annemin pür telaşı iş yerlerine sinir harbiyle giden abilerimin homurtuları el emeği göz nuruyla çeyiz işleyen ablamın mutluluğunun çoktandır zaman aşımına uğradığı çocukluğum...
Ne zaman kalabalıktan sıyrılıp bir başıma kalsam beni alıp bir cenin gibi içine çeker çocukluğumun düş odalarında iz sürerim. Bir ömrü tüketmiş siyah beyaz bir fotoğrafta elimde bir teraziyle kendisiyle baş başa kaldığım ürkek masum ama inadına gülen çocukluğumu anımsarım."
Burhan Tat'ın içten yalın ve samimi öykülerini okurken zaman tünelinden girip kendinizi bir anda Antakya'nın kardeşlik ve barış dolu ortamında buluyorsunuz. Öyle ki kırk yıllık dostlarınızla karşılaşıyor sohbete oturup çayınızı veya kahvenizi yudumluyor zamanın nasıl aktığını unutuyorsunuz...
Kendine has anlatımıyla okuyucuyu kısa ve tadımlık öykülerin içine çekiyor adeta...
Sokaktan gelen emeği kutsayan umut dolu yarınlar için inadına var olmayı seçen bir dostumuz Burhan Tat...
Barış Atay Mengüllüoğlu