Karanlıkla gelen adamlardan korkuyorum. Bu adam da korkutuyor beni. Hiç tanıdık gelmiyor. Soluğu kuş kokuyor. Saçlarımda geziniyor eli. Yanağımda... Yumuşak dokunuşlu ellerin ardındaki gözlerde sevgi olmalı. Seçemiyorum gözlerini. Gözlerini görmediğim adamlardan korkuyorum. "acıkmışım yorulmuşum uykusamışım". Hayır uyumamalıyım. Karanlığın koynuna bırakacak beni yanımdaki adam. Bu ezgiden de korkuyorum. (Şiir miydi yoksa?) "gece leylak /ve tomurcuk kokuyor". Ya sonra? "sokakta tank paleti/sokakta düdük sesi". Boz bulanık sulara karışmış aklım. Toparlayamıyorum.
Bu adam kim? Sevgilim ölmüş müydü? Neden bitmiyor karanlık? "Bu niçinler niçin böyle yanıtsız?"
Adamlar acımasız. Adamlar duvar örüyor etrafıma. Bir şeyler inip kalkıyor sırtıma. Acıtmıyor. Ne olduğunu bilmediğim şeyler acıtmaz. Satıldığını anladığın an ölüsündür. Ölülerin canı yanmaz!