Türk sineması 1940'lı yılların ikinci yarısında önemli bir toplumsal fenomen haline gelir. Belirli bir sinema dilinin benimsenmesi bu yeni yaklaşıma karşıt habitusa sahip isimlerin tepkisini çeker ve Türk sinemasının nasıl bir sinema olması gerektiği meselesi ortaya çıkar. Sinema alanının yapımcı mantığı karşısında sinema düşüncesini Avrupa'da yeni yeni gelişen literatür ekseninde şekillendiren bir edebiyatçı ve gazeteci grubu bulur. Dönemin Türk sineması bir popüler sinemadır. Maksimum kârı elde etmenin en temel amaç olduğu bu yapıda belirli türlerin tekrar tekrar işlendiği bir anlatım tarzı ister istemez ortaya çıkmıştır. Türk sinema eleştirisinin ortaya çıkışı da bundan bağımsız değildir. Türk sinema eleştirmenleri beslendikleri kaynaklar ve aydın sorumlulukları uyarınca bir sinema düşüncesine sahip oldukları için dönemin popüler Türk sineması üzerine eleştiri dozu yüksek yazılar kaleme alırlar. Bu dönem popüler Türk sinemasının ilk yılları olduğu için eleştiri yazılarının yanında onun nasıl başarılı bir sinema pratiği haline geleceğine yönelik önerilerde de bulunurlar.