"Hayaller ve İmkânlar Bakanlığı'ndan bir memur bir gün mahalleye gelir."
...
Beni tanı hayatımı bil istiyorum. Zaten tanımak inanmak denen olgunun vücuda bürünmüş halidir. Varlığıma inanabilirsin ama tanımadığın takdirde emin olamazsın. Eminlik yoksa inanç neye yarar? Hal böyleyken kendine de böyle bakabilirsin. Hayatına yaşamına hatta varlığına inanıp kendini tanımazsan bir manası olmaz. Konuyla ne alaka dersen eve içime kapanmalarım kendimi görmemi sağladı. Tanımak için aynada kendimi gördüm. Fakat rüyalar rüyalar başladı. İçinde sen olan senden bir şeyler barındıran rüyalar. Bazı vakit sesini bazı vakit şen kahkahanı duydum. Bazı vakit arkandan yürüyüşünü seyrettim.
Sonrası malum işte Sema kendime ayrılmış zaman diliminde kendime dönüp kendimi tanıyacakken rüyalarımdaki senle meşgul oldum. Onu tanımak bilmek istedim. Siz bu mahalleye taşınmadan önce rüyalarıma taşınmıştın Sema. Nasıl bilmek tanımak istemem seni. İsmini bile rüyamda bizzat sana seslendiğinde duydum.
Seslendiğinde rüyalarımdaki ben!