İnsanlığın bugün hâlâ deneyimlemeye devam ettiği savaş vahşet şiddet gibi tüm olumsuz ve tahrip edici edimlerinin arkasında kolektif bilinç dışından köklerini alan travmatik duygu deneyimlerinin önemli bir etkisi vardır. Kolektif bilinç dışının bilince çıkamaması irrasyonel aklın edimlerini yaygınlaştırmış insanın kendini güvende hissetmek için yöneldiği egemen olma tutkusu sonuçta tüm insanlığı nevrozlu bir gelişmenin batağına sürüklemiştir. Bu nedenle modern dünyanın ruhen sakatlanmış insanın yarattığı medeniyet gruplar dinler etnik kimlikler ve milletler arasında her an patlamaya hazır bir çatışma potansiyelini içinde taşır. Bu çalışma siyasal hayatta hoşa giden ya da hoşa gitmeyen davranışların bir; grup din millet ya da ırka aidiyet ile açıklanamayacağı insanlığa ait üyeler olarak hepimizin aynı özden güdülerden ve deneyimlerden ilham alarak bireysel ve toplumsal hayatımıza yön verdiğimizi ortaya koymaya çalışmaktadır. Siyasal davranışın tarihsel ve sosyolojik boyutlarına ek olarak psikolojik nedenlerini açıklamaya çalışan Siyasal Davranışın Psikolojisi adlı bu eser sosyal psikoloji ve siyaset psikolojisine ilgi duyan okurların başvuracağı bir kaynak olma iddiasını taşımaktadır.