Hayatında hiçbir eksiği olmayan nice insanın mutsuzluk tabloları çizdiği bu dünyada bir de hiçbir şeyi olmayanlar ne yapsın? Her insanın hayatının akışı; doğduğu yaşadığı çevreye aile bağlarına göre şekilleniyor. Yokluk içinden çıkmış insan yine yoksulluk girdabında döne döne ömür tüketirken çaldığı kapılar yüzüne kapanıyorsa açılan kapıların arkasında cehennem varsa ne yapsın? Madde dünyasından mana diyarına sığındığında peşini bırakmayan hangi eksik tamamlanabilir ki? Bir de üstüne yüklenmiş kaçamadığı sorumlulukları varsa bu labirentten çıkabilir mi? Büyüklerin hayatını yaşamaya mahkûm olmuş çocuk İbrahim nasıl kurtulacak ve bu dünyada aşk kimin hakkı? Korunmaya çalıştığı gönül dünyasının vurduğu insan nasıl bir seçim yapmalı?
Üstüme çöken gariplikse hiç geçmiyordu. İçimden yaşıtlarım gibi koşup oynamak bir yerlere gidip eğlenmek gelmiyordu. Bu durumdan ne zaman ve nasıl kurtulurum hep onu düşünüyordum. Akşam utana sıkıla gittiğim ustamın evinde yatacak bir yatağım olsa da karnım doysa da tamirhanedeki o kirli paslı halimle kimlerin arasına karışabilirim kimlerle gülüp oynayabilirim ki? Bazen ellerime bakıyorum. Ne kadar yıkasam da tırnaklarımın arasındaki o siyahlıklar hep duruyor. Bazı hafta sonları yalnız başıma çarşıda dolaşıyorum. Sanıyorum ki herkes ellerime bakacak. Ellerimi ceplerimden hiç çıkarmıyorum.