Gördüğü rüya tüm duygularını yansıtan bir film gibiydi: Yer sarsıntısı ile bağıran çığlık atan insanlar ordan oraya koşuşuyorlardı. O da koşuyordu bir yerlere. Önce elini tutmuş birisi vardı. Onunla koşarlarken yollar yarılıyor yarılan yolların karalık çukurlarına insanlar düşüyordu. Tam kurtulduk derken bir çukur daha açılıyordu önlerinde. O can havli ile elini tutanın kim olduğunu öğrenmek için yüzüne bakamıyordu. Annesi varsayıyordu elin sahibini. Hiç olmazsa elini tutan biri var diye güven duyuyordu. Birden elinden o elin de elinden ayrıldığını fark etti. Artık yalnızdı. Uzaklarda bir yerlerde üzerinde mutlu insanların oturduğu yeşillikler ve çiçekler içinde bir tepecik gördü. O tepeye varabilse o da yeşillikler ve çiçekler içinde oturan o mutlu insanlardan olabilecekti. Yalnız koşması gerekiyordu artık. Tepeye çok yaklaştığında bir yarık daha açıldı önünde. Aşılamayacak kadar geniş bir yarıktı bu. Onunla birlikte koşanların çoğunun bu yarığa düştüklerini gördü. O düşmek istemiyordu tüm gücünü topladı.