4857 Sayılı İş Kanununun 25/II-e maddesine göre işçinin işverenin güvenini kötüye kullanmak hırsızlık yapmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması işveren bakımından haklı fesih sebebidir.
Uygulamada iş sözleşmesinin işçinin doğruluk ve bağlılığa aykırı söz veya davranışları sebebiyle işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusu olmaktadır.
İş Kanun'un 26. maddesinde derhal fesih hakkının (haklı fesih) iki taraftan birinin bu çeşit davranışlarda bulunduğunu diğer tarafın öğrendiği günden başlayarak altı iş günü geçtikten ve her halde fiilin gerçekleşmesinden itibaren bir yıl sonra kullanamayacağı belirtilmiştir. Burada 6 iş günlük sürenin belirlenmesinde feshe yetkili kişi veya kurulun olayı öğrenme tarihi önemlidir.
Uygulamada iş sözleşmesi feshedilen işçilerin işverene işe iade davası ile ihbar ve kıdem tazminatı ve diğer alacaklarının ödenmesi için dava açtıkları görülmektedir.
İş sözleşmesinin istifa ile sona ermesi halinde işçinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanması mümkün olmadığı gibi ihbar ve kıdem tazminatlarına da hak kazanamaz.
İşçinin doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunduğu sabit ise ihbar ve kıdem tazminatı isteklerinin reddi gerekir.
Davada 4857 sayılı İş Kanununun 25/II-e maddesi gereğince fesih için haklı neden olduğunun kabul edilmesi durumda davacının işe iade isteğinin reddine karar verilmesi gerekir.
Uygulamada karşılaşılan sorunlardan biri de hangi davranışların doğruluk ve bağlılığa aykırı olacağı ile ilgilidir. Bu çalışma uygulamada hangi davranışların doğruluk ve bağlılığa aykırı olduğu konusuna odaklanmış ve çok sayıda örnek dava inceleme konusu yapılmıştır. Ayrıca son bölümde konu ile ilgili dilekçe örneklerine yer verilmiştir.