metroların uzun koridorları
besliyor sükûnetin can damarından kopan
lâcivert tohumlara ekilmiş yaşlı çiçeklerini
nisan yağmurları ıslatırken
parkın merdiven yapraklarını
siyah bir şemsiye tutarken lacivertin üstüne
uzaktan uzunca bir uzaktan
bir sen geliyorsun bir de ben uzaktan