''On yıl süren Oslo müzakerelerinde ve ondan sonraki 'barış süreci'nde iddia edildiği üzere masanın iki yanına eşit koşullarda oturan 'iki taraf' falan yok. Ortada bir işgal eden var bir de işgal edilen. 1948'den beri milyonlarcası yurtlarından topraklarından sürülen Filistinlilerin ellerinde koz olarak bulunan yegâne dayanak kahredici gerçeklikleri: oradalar bir yere gitmiyorlar 'Kadim Filistin' davası kaybedilmiştir artık fakat tam da aynı sebeplerle 'kadim İsrail' davası da kaybedilmiştir. Üstelik bugün Ortadoğu'da kalıcı bir çözüm bulunmasının önündeki engel ne Arafat gibi beceriksiz Arap liderleri ne Şaron gibi zalim İsrail yöneticileri ne de sayıları her gün artan yerleşimlerdir. Asıl engel Amerika Birleşik Devletleri'nin ta kendisidir. Benim öngörebildiğim çözüm güçlü tarafın yani İsraillilerin cömertliğine bağlı olarak gizli müzakerelerle ve kapalı kapılar arkasında yapılan pazarlıkları kovalamak değil iki halkın tek bir devlet çatısı altında barış içinde ve birbirlerinin haklarını tanıyarak birarada yaşayabilmesinin koşullarını yaratmaktır.''