Tarih her dönemde dikkate değer isimlerle işlenir. Bu isimlerden biri de döneminde oldukça meşhur olmasına rağmen zaman içinde unutulan sıra dışı bir kadın Doña Gracia Nasi'dir. O sadece bir banker değil aynı zamanda diplomat hayırsever ve Yahudi kültürün öncüsü olarak çağdaşları tarafından saygıyla anılmıştır. Osmanlı himayesindeki Nakşa Dükü Yosef Nasi'nin teyzesi olan Beatrice de Luna olarak bilinen Gracia yeğeni için rol model hami ve daima ilham kaynağı olmuştur.
Gençliğindeki maceralı seyahati Engizisyonu durdurma ve Marranoların İber Yarımadası'ndan kaçışını organize etme çabaları önce Alçak Ülkeler'de ve sonra İtalya'da kamusal ve toplumsal ilişkilerde oynadığı önemli rol ile dikkat çeker. Gracia sadece ticaret dünyasında değil aynı zamanda dünya çapındaki zulüm karşısında gösterdiği maskülen tavır ile de tanınmıştır. 1556'da Ancona'daki facia sırasında sergilediği kararlılık onu sadece kendi zamanının değil aynı zamanda tüm zamanların seçkin isimlerinden biri haline getirmiştir. Yeğeninin hayatı boyunca yaptıkları neredeyse tamamen ondan mülhem ve onun himayesi sayesindedir. Zaten kendi kişiliği onun ölümünden sonra ancak tam anlamıyla meydana çıkmıştır. Tarihçi Cecil Roth özgürlük için hayatlarını tehlikeye atan Rönesans Avrupası'nın saray ve siyasi mahfillerinde yüksek risklerle mücadele eden sıra dışı kişilerin hikâyesiyle birlikte bu kitapta Doña Gracia'nın ilk uzun biyografisini sunuyor.