Son dönemlerde Türkçede analitik felsefeyle ilgili yazında bir artış gözlemlense de çoğu metnin çeviri olması ve metinlerin doğduğu tartışma çerçevesinin aktarılmamış olması analitik felsefeye olan ilginin sınırlı kalmasına neden olmaktadır. Bu çalışmada analitik felsefeyi tarihsel kökleri itibariyle değil işlediği felsefi sorunlar ve bu sorunları işleme tarzıyla göstermek istedik. Bu sayede hem analitik felsefeyle ne yaptığımızın ve ne yapmak istediğimizin anlaşılmasını hem de Türkçe literatürü genişletecek bir çerçeveyi sunma peşindeyiz.
Elinizdeki bu mütevazı çalışmanın felsefeye ilgi duyan ama ülkemizde daha yaygın bir şekilde yapılan kıta felsefesinde aradığını bulamayan okurlara yol göstermesi en büyük dileğimizdir. Felsefe bir tartışma geleneğiyle oluşmuşsa aynı şekilde tartışmalarla geleceği şekillendirecektir. Bu anlamda samimi felsefe tartışmalarının kıta felsefesi yanında analitik felsefenin de katkılarıyla oluşacağı açıktır. Umuyoruz ki bu tartışmalarda yer alacak geleceğin felsefecileri buradaki metinlerden faydalanarak kendi yolculuğuna çıksın.