"Yıl 1944. Günlerden 18 Mayıs. 2. Dünya Savaşı tüm dünyaya kaos estiriyordu. Sovyetler Nazileri geri püskürtmeye başlamış Kırım'ı da Nazilerin elinden almıştı. Kırım Nazilerin elindeyken orada yaşayan Tatar halkı toplama kamplarından çalıştırılmış ağır şartlar altında ezilmişlerdi. Şimdi ise Sovyetlerin eline düşmüşlerdi. Başlarına neler geleceğini bilmiyorlardı. 400 binden fazla insan vatanlarından koparılmakla kalmayacak sürgününü zorlu koşulları ile de mücadele edeceklerdi. Özbekistan Kazakistan ve Sibirya'nın çeşitli kamplarına sürülecek olan Tatarlar sıkıntılarla yüzleşmeye devam edeceklerdi. İşte bu zamanda neler yaşayacağından haberi olmayan 11 yaşındaki Meryem kırlarda yürüyüşe çıkmak annesine çiçek getirmek ve kardeşleri ile ilgilenmekle meşguldü.
Bu romanın temasında tarih savaş ve dram var. Okuyanları sarsacak hayatımızda karşımıza çıkan küçük şeylerden de mutlu olmayı öğretecek. Gerçek hayattan esinlenerek yazılan bu roman 2. Dünya Savaşı'nın karmaşasında unutulmuş hayatları gözler önüne seren bir hayat hikayesi."