1979 yılında yayımlanan Greenwich Meridyeni kendi kuşağının romancıları arasında en iyi hikâye anlatıcılarından biri olarak tanınan Jean Echenoz'un ilk romanıdır. Pasifik'te kaybolmuş ve ortasından ünlü Greenwich meridyeninin geçtiği; günün aniden ertesi güne dönüştüğü ıssız bir adada geçen romanda dedektiflik türünün tüm klişeleri -roman ya da film- seferber edilir. Tüm kahramanların katıldığı çifte aldatmaca bir dizi olayı tetikler: kiralık katiller ajanlar gizli cemiyetler entrikalar ihanetler ve sonu gelmeyen yüzleşmeler...
Roman aynı zamanda Amerikan dedektif hikâyelerinin ve filmlerinin büyük bir parodisi gibidir. Eğer kimin kime çalıştığından ve ne yaptığından asla emin olamadığınız dedektif hikâyelerinden hoşlanıyorsanız bu çok katmanlı kafa karıştırıcı ama son derece keyifli kurguya bayılacaksınız. Oldukça muğlak ve gizemli görünen hikâye sinematografik bir görüşle; mantık ölçek ve perspektif değişiklikleriyle sunuluyor. Sürükleyici olduğu kadar dil bakımından da zarif olan bu roman noir türünün unsurlarını da etkili bir şekilde kullanıyor ve kader ile şansı birleştirerek herkesi baş döndürücü bir kasırgaya sürüklüyor.
Herkes bilir ki hayali bir çizgiyle uzatılan Greenwich meridyeninin her iki yanında o gün ve bir sonraki gün vardır. "Bu bir skandal" diyor Caine "zaman ve mekânı uzlaştırmayı asla başaramadığımızın kanıtı."