Toplum içerisinden çıkarttığı yeni teknolojik gelişmelerle birlikte bir değişim süreci yaşamaktadır. Nitekim bu değişim süreci ne ilk ne de sondur. Dijitalleşme sürecinin ve değişen toplumsal davranışların anlaşılması için önceki dönemlerin süreçlerinin ve sonuçlarının görülmesi gerekmektedir. Teknolojik sıçramanın beraberinde getirdiği değişimler toplumu oluşturan temel niteliklerin de bir uyum sürecine girmesine neden olmaktadır. Mesleki prensip ve standartların da bu anlamda yeniden değerlendirilmesi ve değişime uyum sağlaması elzemdir. İçerisinde bulunulan dönemin etik kavramının belki de en çok tartışılması ve anlaşılmasının gerektiği dönem olduğu söylenebilir.
Etik kavramının düşünsel dayanakları ve sonucunda meydana gelen öznellikten nesnelliğe geçiş sürecinin görülmesi ve bu bağlamda mesleki örgütlerin sanayi devrimleri ile profesyonelleşmesinin ve nesnelleşmesinin tarihsel arka planının anlaşılması önem arz etmektedir. Düşünsel dayanakların toplumsal gelişmelerin ve mesleki standartların ortaya koyulmasıyla gazetecilik özelinde mesleki standartların nasıl oluştuğu ve yaygınlaştığı da bu çalışmanın ana konuları içerisinde yer almaktadır.
Dijital devrim ve meydana getirmeye çalıştığı yeni düzen insanlığın tüm duyularına hitap etmeye çalışmaktadır. Kendisinden önceki tüm devrimlerden üstün hız ve etkileyiciliği ile ayrılan bu devrim içerisinde yer alan ve paydaş durumunda olan toplumu etkileyen derin etik problemler barındırmaktadır. Bu çalışmada gazeteciliğin etik kimliğinin ve mesleki örgütlerinin dijital dünya ve toplumsal yapının değişiminden nasıl etkilendiğinin ve nasıl ayak uydurmaya çalıştığının görülmesi amaçlanmaktadır.