''Birisine inanmanın ne anlama geldiğini herkes kalbinin derinliklerinde hisseder. Güvenilen birinin ihanetinin nasıl bir hayal kırıklığı yaratacağını hepimiz biliriz. Güvenin tanımını yapmaya çalıştığımızda karmaşıklık ortaya çıkar; güvenin kelimelere dökülmesi zor görülmez ve soyuttur.
Güven ağacını dikmek güven köprüsü kurabilmek güven direkleri dikebilmek güven duvarları örebilmek güven yolları açabilmek güven kelimelerini bulmak; elimizi tutacağına ve bizi yollarda bırakmayacağına yürekten inandığımız insana yüreğimizi emanet edebilmek duygusu... Daha baştan korkup ''beni düşeceğim zaman tutmaz ve boşluğa düşerim.'' duygusuyla içimizde oluşan güvensizlik duygusuyla zaten kendimizi boşluğa bırakışımız değil mi bu yalnızlıkların sebebi?
Her ihtimale karşı bizi tutacak ağları yerinde bırakmak değil mi? Her an ve dakika ağlarımızın sağlam ve yerinde olup olmadığını kontrol etmek değil mi?''