Gün batımına doğru denizdeki renk cümbüşü görülmeye değer bir manzara oluşturmuştu. Denizden karaya doğru esen rüzgâr çevreye serinlik dağıtıyordu. Yuvarlanarak gelip kumsalı okşayan küçük dalgalar köpüklerini bırakıp geri dönüyorlardı.
Bir süre sonra gökyüzü maviden griye döndü giderek kararmaya başladı. Adanın huzurunu bozacak fırtınanın başlamasına ve kıyıları acımasızca dövecek dalgaların kükremesine az kalmıştı. Burada bu manzarayı sık yaşadığımdan olacakları biliyordum.
Hemen sahilden uzaklaşıp mağaraya girdim. Çok geçmeden hızını artıran fırtınayla birlikte şiddetli bir yağmur başladı. Göz gözü görmüyordu. On beş yirmi dakika sonra yağmur durdu. Deniz ufkunda batmak üzere olan güneş adayı yeniden aydınlattı. Ama fırtına hâlâ devam ediyordu. Mağaradan görebildiğim kadarıyla dev dalgalar devrile devrile gelerek kıyıları hırpalıyordu...