"Julio de Mattos'un 'Paranoia' adlı eseri zihinsel rahatsızlıkların karmaşık dünyasına dair derinlemesine bir bakış sunuyor. Profesör Sousa Martins'a adanan bu kitap psikiyatri alanında içsel patolojilere odaklanıyor ve sistematik deliryumun yani paranoianın psikiyatrinin indirgenemez alanını oluşturduğunu vurguluyor. Yazar klasik psikiyatri çalışmalarının doğal sınırlılıklarını ve hastalık hastası zulme uğramış ve hırslı kişilerin özel muayeneleri yoluyla yapılan araştırmaların başarısızlığını ele alıyor. Paris ve Berlin psikiyatri cemiyetlerinin tartışmalarına atıfta bulunarak bu alandaki bilgi birikiminin belirsizliklerini ve karmaşıklıklarını ortaya koyuyor.
De Mattos kitabında temel sanrıların semptomlarını ve seyrini klinik olarak inceledikten sonra bu sanrıları yorumlamanın antropolojik bir perspektiften yapılması gerektiğini savunuyor. Yazar paranoiyanın sadece bireysel bir rahatsızlık değil aynı zamanda geniş atalarımızın antropolojik bir mirası olduğunu öne sürüyor. 'Paranoia' ruhun normal ve anormal yürüyüşü üzerine derinlemesine bir inceleme sunuyor ve patolojik süreçlerin hafıza motor beceriler ve duygulanımın çözülmesiyle nasıl ilerlediğini tartışıyor. Yazar bu süreçlerin kavramsal alanlarda da geriye doğru bir yönde ilerleyebileceğini ve İtalyan ekolünün bu görüşü desteklediğini belirtiyor. Julio de Mattos'un 'Paranoia' psikiyatri ve psikolojiye ilgi duyanlar için zorunlu bir okuma olarak öne çıkıyor. Eser zihinsel rahatsızlıkların anlaşılması ve tedavisinde yeni perspektifler sunarak bu alandaki mevcut bilgi ve anlayışı zenginleştiriyor."