"... Nesime;
"Edibe Hanım çarşafla olmaz o iş! Kalın bir şey lazım" deyip hışımla koştu aşağı ön odadaki Zeliha Ana'nın her zaman oturduğu sedirin sırmalı Filibe dokuması kırmızı atlas örtüsünü kapıp tekrar yukarıya geldi örtüyü Edibe Molla'nın eline tutuşturdu.
"Bu daha sağlam hem daha büyük" dedi.
Edibe Molla örtüyü ortadan cart diye ikiye bölecekti asıldı olmadı. Sedir örtüsünün ipek atlas kumaşı gerçekten çok sağlamdı. Bu kez Gelin içerden makas getirdi. Edibe Molla;
"Kaç kişiyiz?" dedi.
"Biz buradakiler altı" dedi Nesime.
Planı ilk o anlamıştı. Örtüyü tekrar Edibe Molla'nın elinden aldı. Nesime bir yandan Edibe Molla diğer yandan örtüyü tutarak atlas örtünün etek kısmını kesip çıkarttılar. Ortada kalan büyük parçayı önce ikiye katlayıp kestiler. Sonra her bir yarım parçayı üçe bölüp altı eşit parça yaptılar. Erkekler onların ne yaptıklarını hala anlamamışlar olanlara öylece bakıyorlardı. Sonra Nesime Gelin'e başıyla işaret etti kumaş parçalarını herkesin önüne birer parça gelecek şekilde yere sermesi için yardım istedi. Erkeklerin ellerine de birer tava verdi.
"Şimdi bunlardan birer bohça yapacağız" dedi."