"Gökdelenlerin siluetinin önünde tüm haşmetiyle yükselen Boğaziçi Köprüsü onları yutmaya hazırlanan bir dev gibi her gün yüzbinlerce aracı bekliyordu."
1960'da başlayıp 2000 yılına kadar uzanan bir tutku hikâyesi. Hayatlarımız boyunca yaptığımız seçimlerin sonuçları ve kaybedilen şeylere duyduğumuz özlem hakkında sorular soran bir roman. Kariyerinin zirvesindeki bir profesyonel Ferda ikinci milenyumun eşiğinde hayatının sahibi kalabilecek mi? Ressam Füruzan geçmişin hayaletlerinden kurtulabilecek mi? Üniversiteli Selim gençlik hülyalarını geride bırakıp benliğini keşfedebilecek mi? Varlıklı bir aileden gelen Bora misafir işçi olarak gittiği 60'ların Almanya'sında aradığı şeyi bulabildi mi? Bu soruların cevapları köprü yolunun son çıkışında bir zamanlar yükselen köşkte mi düğümleniyordu?
Ya sen? Kendini sistemin içinde sıkışmış hissediyor musun? Asırlar önce Epikür'ün önerdiği gibi mutluluğu doğru yerde mi arıyorsun? Hayatın getirdiği tüm sıkıntılara rağmen bizler için bir umut var mı? Bir gün kendi çıkışını bulabilecek misin?