1939 yılı. Paris Konservatuarı'nda öğrenci olan Jun Çin-Japon Savaşı patlak verince Japonya'ya dönmek zorunda kalır. Sadece Fransa'yı değil "Kupa Kraliçesi" dediği büyük aşkı Anna'yı da ardında bırakır. Savaşın sonuçları her ikisi için korkunç bir yıkım olacaktır.
Yıllar sonra Paris'te yaşayan genç viyola sanatçısı Mizuné hiç görmediği büyük ebeveynleri Jun ile Anna'nın yaşadıklarını hatırlatan bir roman keşfeder. Bu romanda anlatılanlar onu savaşın ve insanların acımasızlığı karşısında müziğin iyileştirici gücüne doğru gizemli bir yolculuğa sürükler.
Akira Mizubayashi Kupa Kraliçesi'nde 20. yüzyıl Japon tarihinin karanlık bir dönemini klasik müziğin inişli çıkışlı notaları eşliğinde resmediyor.