Vâsıl olmaz kimse Hakk'a cümleden dûr olmadan
Kenz açılmaz şol gönülde tâ ki pür-nûr olmadan
Sür çıkar ağyârı dilden tâ tecellî ide Hakk
Pâdişâh konmaz sarâya hâne ma'mûr olmadan
"Mûtû kable en temûtu" sırrını fehm eyleyen
Haşr u neşri gördü bunda nefha-i sûr olmadan
Sen müyesser eyle ya Rab bizlere beytin tavâf
İlmin ile amil eyle vâde tekmil olmadan
Hak cemâlin ka'besini kıldı âşıklar tavâf
Yerde Ka'be gökyüzünde Beyt-i ma'mûr olmadan
Mest olup mestâne geldim tâ ezelden tâ ebed
İçmişim aşkın şarâbın âb-ı engûr olmadan
Mest olanların kelâmı kendinden gelmez velî
Pes "Ene'l Hakk" nice söyler kişi Mansûr olmadan
Bir acep sevdaya düşmüş tutuşur Şemsî müdâm
Hakk'a makbûl olmak ister halka menfûr olmadan
Şemseddin Sîvâsi (k.s)