... merkezinde Yüksel Arslan'ın ve "Arture"lerin olduğu egosantrik nitelikli ama Öteki Ben'lerle temas edildiği an geçişim sağlayan plastik-ontolojik-görsel kozmosun döngüselliğinde yazılmış bu metin Yüksel
Arslan'la aynı güneşin altında olmanın gönenci sevinci coşkusu heyecanıyla üretilmiş uzak bir "Merhaba!"nın özetidir. Yazılanlar yazılmış olanlar ancak ve ancak yazılamayanın kefareti olabilir...
İnsan'ın imkân dairesinde söylenmiş söz'ün yoğunluğu
söylenmesi olası söz'den her daim azdır. Yani büyük bir yalandır; güneş altında söylenmedik söz'ün kalmadığı! Hele de Yüksel Arslan gibi bakan gören gördüğünü içselleştiren ve her türlü olanakla yeniden
ifadelendiren ifadesini ünik oluşunun göstergesi olarak yepyeni bir kavramla adlandıran ve "ressam olmadan" ürettiği "Arture"lerinin resme karşı olarak "yeni bir görsel sanat" yarattığını savlayan belki de Dionysos Şenlikleri'nde kendinden geçmiş haz ile acı arasında gidip
gelen bir esriğin coşkulu davetiyle karşı karşıyaysanız!..
Şimdi "görmek" "algılamak" algıladığını "betimlemek" betimlediğini "anlamlandırmak" yürümek ilerlemek yola çıkıp yolda olmak ve denemek zamanıdır. Pütürlü zemine dönmekten başka da umarımız da yoktur.