"Tüm muhteşem hikâyeler iki şekilde başlar; ya bir insan yolculuğa çıkar ya da şehre bir yabancı gelir." Sıklıkla Tolstoy'a atfedilen bu cümle ne kadar doğru yahut hakikatte Tolstoy'a mı ait bilinmez fakat cümlenin doğruluğunu ispata girişecek olsaydık elinizdeki bu roman muhakkak kuvvetli kanıtlarımızdan biri olurdu.
Belirsiz bir zamanda belirsiz bir konumda; adını eteklerine kurulduğu dağdan alan bulutların zapt ettiği güneş görmeyen bir köy Andeliban ve köyünden dışarı adım atmayan içe dönük ürkek bir topluluk Andeliban halkı.
İşte günün birinde Andeliban'a bir yabancı gelir...
İnsanın ilahi bilgiyle olan ilişkisindeki bağlam ve içerik kopukluğundan inkişaf etmiş bir metin bu bir insanlık manzarası!
"Dünya bunca hayat için çok küçük" derdi sık sık kendine "hayat hiç görmediğim yerde gizlidir."