Ama olsundu. Bu denli ucuz bir ölüme yenilmek için göğüs germemişti onca dağın karına kışına. Günlerini bu çanın sesine uyarak geçiremezdi. Bir çana boyun eğecek cinsten bir kurt değildi o. Günlerce koşmak pusu kurmak atlamak kulağına gelen sesleri irdeleyip özümsemek sürünerek ava yaklaşmak sonra da ok hızında atlayarak avını parçalayıp yok etmek için vardı doğada. Görme işitme duyguları müthişti üstelik. Zifiri kör bir gecede sürülmüş kara tarlanın yüzündeki kara karıncayı karın üstündeki ak kılı rahatlıkla görebilirdi. Hele geceleri gözleri bir cep feneri gibi büyür yemyeşil bakışlarıyla avını ışınlar büyülerdi.