❝ ... Denizi annemin gözlerine benzetirdi. Zaten hep öyleydi O'nun için Boğaziçi'nde deniz; lacivert bir hüzün turkuaz bir neşe. Ne bileyim denizi sevmemin nedeni belki babamdan dolayı ya da belki de anamı göremeden büyüdüğüm için O'na duyduğum özlemi denizle gideriyorum. Babamın dediği yuvam ya deniz ya da okyanus işte. Deniz benim için bir yerde annem gibi babam gibi. ❞
Apansızı ve İncifiraye kitaplarıyla da bilinen Bahadır Karasulu İstanbul personası etrafında oluşturduğu bu hikayesinde denizcilikle ilgili birçok görüntüyü bizlere sunarken aynı zamanda içiçe geçen hikayelerle insan ilişkilerine eğiliyor.
Yazar Bahadır Karasulu bizleri çıkardığı bu yolculukta; Eski İstanbul'da var olan sosyal ve kültürel zenginliği gözler önüne sererek Beybaba Kaptan'ın baba hasretiyle birleşmesini "sevdiklerini bir gün geri dönecekler gibi bekleyen bir ömürlük deniz nöbetçisi" edasıyla yaşayan insanların gönülden gelen samimiyetini konu ediniyor.