"Bütün dünya mutluluktan bayılsa bile muhabirler için asıl görev bu bayılan insanların haberini yapmaktır; bizim mutluluğumuz da budur." Bu söz gazeteciliğin özünü yansıtır. Muhabirler beyin aktivitesi gerektiren meslekler arasında özel bir yere sahiptirler. Günün her saati editörlerin çağrısına hazır olmaları gerekir özellikle haber ajanslarında çalışanlar için bu durum daha da belirgindir. Önemli olaylarda toplum kutlamalarda bile muhabirler sokaklarda halkın mutluluğunu yansıtan haberler yaparak kendi mutluluklarını bulurlar. Bu insanlar en zorlu koşullarda bile haber alma hakkını sağlamak için çaba gösterirler.
İletişim alanındaki akademik çalışmalar haberin pek çok boyutunu incelemektedir. Ancak zorlu koşullarda çalışan muhabirler üzerine yapılan çalışmalar sınırlıdır. Örneğin pandemi döneminde yoğun bakıma giren veya önemli kişisel anları erteleyerek haber peşinde koşan muhabirlerin durumları nadiren incelenmiştir.
Bu çalışma bir haber ajansı muhabirinin karşılaştığı zorlukları aldıkları maaş çalışma koşulları ve ortamını kullanılan araç gereçler ve haber üretme özgürlüğü gibi faktörler açısından ele almakta ve bu faktörlerin bir haberin 'iyi' veya 'kötü' olarak nitelendirilmesine nasıl etki ettiğini irdelemektedir.
Altı yıl bir haber ajansında çalıştıktan sonra bu deneyimlerimi akademik bir çalışmaya dönüştürme kararı aldım. Ayrıca Bangladeş'teki haber ajanslarında çalışan muhabirlerin durumunu Türkiye'dekilerle karşılaştırmak istedim. Yıllarca haber ajansında çalışan muhabirlerle yaptığım görüşmelerin sonuçlarını içeren bu eser konuya derin bir bakış sunmaktadır. Keyifli okumalar dilerim.